AŞİKÂR HAREKETLERİN GİZLİ HÂLLERİ

Sanatçılar: Sena Başöz, Didem Erbaş, TUNCA, Merve Ünsal, Yoğunluk
Küratör: Sinan Eren Erk
22.02.2024 – 04.06.2024

Video üretimlerine odaklanan Bilsart, “Aşikâr Hareketlerin Gizli Hâlleri” sergisine 22 Şubat – 4 Haziran, 2024 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sergi Sena Başöz, Didem Erbaş, TUNCA, Merve Ünsal ve Yoğunluk’un eserlerini küratörlüğünü Sinan Eren Erk’in üstlendiği bir seçkiyle Bilsart’ın alt katında izleyicinin beğenisine sunuyor.

Aşikâr Hareketlerin Gizli Hâlleri, hareket kavramının hayatımızdaki farklı ortaya çıkma biçimlerini incelerken, hareketin akışkan doğasında gizlenmiş ve ilk refleksle yapılan tanımlamanın ötesine geçen fiziksel, düşünsel ya da duygusal anlamları düşündüren bir perspektif sunmayı amaçlıyor. Beş sanatçının eserleri aracılığıyla, gündelik yaşamın basit eylemlerinin bile zaman içinde nasıl değiştiğini, neleri ima ettiğini ve yaşamlarımızda bıraktığı duygusal izleri keşfetmeye davet ediyor.

“Hareket, ona kimi zaman atfedilenin ötesinde bir şiirsellik taşır. Her hareket -bu ister kıtaların yerinden kaymasıyla, ister tarihi bir lise binası önünde her hafta sonu kayıplarını arayan ve anan annelerin sesinde hayat bulsun- içinde hep uyku hâlinde uyanmayı bekleyen, duman gibi hafif, uçucu ama yoğun başka olasılıkları barındırır. Apaçık ortada olduğunu sandığımız hareketin içinde saklı anlamlar onun paradoksal karakterini tamamlar ve tanımların netleşmediği, sınırların katılaşmadığı bir anlamı ifade eder. Hareket ancak böyle bir bakışta gerçek kimliğini bulur; dondurulmuş, sabitlenmiş, yerleşik algıların, kültürel kodlarla şekillenen ön yargıların kabuğundan sızar ve doğal durumuna, akışkanlığa kavuşur.” (Sergi metninden alıntıdır)

Hareketin içine gizlenen toplumsal ve politik okumaları, eserler arasındaki ilişkiler üzerinden tartışmaya açan sergi, Sena Başöz, TUNCA, Yoğunluk, Didem Erbaş, ve Merve Ünsal’ın eserlerinden oluşan küratöryel bir seçkiyi sergi mekânına taşıyor. Aşikâr Hareketlerin Gizli Hâlleri, günlük yaşamın sıradan eylemlerinden, geçmiş ve geleceğin derinliklerine uzanan geniş bir perspektifte, sanatçıların farklı zamanlardan ya da yerlerden birbirlerine verdikleri referanslarla şekillenen anlam örgüsünün derinlerinde, uyanmayı bekleyen farklı yönlerini sorgulamayı amaçlıyor.

Basın kiti ve küratöryel metne ulaşmak için tıklayınız.

SENA BAŞÖZ HAKKINDA

Farklı mecralarla çalışan Sena Başöz’ün işleri, iyileşmeyi araştırırken ulaşılmaz olanlarla etkileşime geçmenin ve donuk-ölü-zaman aşımına uğramış-kayıp kabul edilenleri deneysel olarak yeniden canlandırmanın yollarını arar. Sanatçı, yaşam ölüm arası tek elle tutulur malzeme olan arşivlerle sık sık çalışır. Geniş anlamıyla “bakım ve ilgi”nin tanımlarına ve uygulamalarına odaklanır. Organizmanın kendini onarması ve doğanın uzun vadede dengelenmesi bu anlatının bel kemiğini oluşturur. Son dönem işleri bir arşiv olarak bedeni ve yeniden canlandırma aracı olarak hareketi araştırır.

Son dönem kişisel sergileri ve performansları arasında “Kaçınılmaz Koreografi”, Zilberman Gallery, İstanbul(2023); “İyileşme Olasılıkları”, Yapı Kredi Kültür Sanat ve Yayıncılık, İstanbul(2023);  “Slalom”, Wellcome Collection, Londra (2022); “Clam”, Matsutake at Librairie Yvon Lambert, Paris (2021); “Ars Oblivionis”, Lotsremark Projekte, Basel (2020); “Hold on Let go”, ve MO-NO-HA Seongsu, Seul (2020) yer alıyor. Katıldığı grup sergileri arasında “There is Nothing Inevitable about Time”, TAVROS, Atina (2022); “Transitorische Turbulenzen, Kunstraum Dreiviertel”, Bern (2020); “Studio Bosphorus”, Hamburger Bahnhof, Berlin (2018); “Quiet Dialogue”, Tokyo Metropolitan Museum (2018) ve “Sharjah Biennial Offsite Exhibition: BAHAR”, İstanbul (2017) yer alıyor.

2002 yılında Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde lisansını, 2010 yılında Bard College Milton Avery Graduate School of the Arts Film ve Video Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Sanatçı, Cité Internationale des Arts Paris’te (2017), Atelierhaus Salzamt Linz’de (2010) ve Delfina Foundation Londra’da (2020-2022) misafir sanatçı programlarına katıldı. Sanatçı İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.

DİDEM ERBAŞ HAKKINDA

Didem Erbaş İstanbul doğumlu bir sanatçıdır ve halen İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır. Çalışmalarında enstalasyon, resim, fotoğraf ve video kullanıyor. Çalışmalarında, yaşadığı coğrafya olan Türkiye’deki sosyo-politik konularla ilgileniyor. Coğrafya, barınma, iz sürme ve mekânların dönüşümü odaklandığı konulardır. Mimari yapılar ve değişen bakış açılarının yanı sıra insanın doğa üzerindeki yaptırımları da çalışmalarının temel temalarını oluşturuyor. İnsansız mekânları kurgularken yeni materyalist düşünceden yararlanır. İnsan eliyle yok edilen nehirler, yeşil alanlar ya da hayvanlar güncel çalışma pratiğinin merkezinde yer alıyor.

TUNCA HAKKINDA

1982 İzmir doğumlu olan TUNCA, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun olmuştur. 2000’lerin başından bu yana toplumsal ve politik olaylar üzerindeki ideolojik kurguların ve tarihsel yücelticiliğin aşılmasını kendisine mesele edinen sanatçı, desenden, heykel, video ve performans formlarına uzanan çok yönlü bir pratiğe sahiptir. Resmi tarihlerden bireysel hikâyelere ‘hafıza’nın katmanları arasında gezinen sanatçı tanıklık olgusunu, belgeselciliğin ve işaret ediciliğin ötesinde çerçeve içine alır. Kullandığı fotografik belgeler, sanatçının öznel belleği ile birleşir ve ardından kağıt üzerine bir başka kimyasal tortu olan füzen ile aktarılır. Sanatçının araştırma odaklı pratiği tarih yazımı ile ilgilidir, geçmişi kazıyla gün ışığına çıkarır, yeniden kurgular ve canlandırır.

9. İstanbul Bienali’ne paralel olarak “Yüzen Gecekondu” isimli performansında sanatçı, Guido Casaretto ile beraber Haliç’te inşa ettikleri yüzen bir gecekondunun içerisinde bir hafta geçirir ve bu süreci belgeler.  Sanatçı, 2017 yılında Paris’teki Cité Internationale des Arts, 2018 yılında Tel Aviv’deki Artpost Tel Aviv konuk sanatçı ve 2022 yılında da İstanbul’da Saha Derneği Saha Studio’nun konuk sanatçı programlarına katılmıştır.

2014 yılından bu yana gastronomi ve sanat bağlamında Borş Çorbası, Aşure, Boyoz vd. konulu performanslar gerçekleştiren sanatçı, 17. İstanbul Bienali için hazırladığı çizimlerinde Mantı’yı kullanmıştır. 2013 yılında Doors Akademi’den aldığı Aşçılık Eğitimi ile başladığı yemek performanslarını katıldığı konuk sanatçı programlarında da gerçekleştirmiştir. Sanatçı çalışmalarını ve yaşamını Ayvalık’ta sürdürmektedir.

MERVE ÜNSAL HAKKINDA

Merve Ünsal İstanbul’da yaşayan ve çalışan bir sanatçıdır. Uyum sağlama yöntemleri üzerine çalışır ve fotoğraf, video, radyo, ses, performans ya da mekâna özgü enstalasyonlar aracılığıyla düşünür. Çalışmaları dünyanın çeşitli yerlerinde, çoğunlukla Beyrut, Berlin, Kahire, Yeni Delhi ve Toronto’daki sanatçı odaklı girişimler aracılığıyla sergilendi; Delfina Foundation (Londra), Praksis (Oslo), Fogo Island Arts, Art Metropole (Toronto) ve University of Delaware (Lewes) tarafından desteklenerek sanatçı rezidanslarına katıldı. 2014-2015 yıllarında Ashkal Alwan (Beyrut), Homework Space’de öğrenme programında yer aldı. Sanatçı merkezli platform m-est.org’un kurucu editörü olan Merve Ünsal, 2019-2021 Arter Araştırma Programı’nın eş-kolaylaştırıcılığını üstlendi.

YOĞUNLUK HAKKINDA

Yoğunluk, 2013 yılında İsmail Eğler, Nil Aynalı, Elif Tekir, Nezih Vargeloğlu tarafından kurulmuştur. İnisiyatifin temel motivasyonu, özgün nitelikleri olan mekanları araştırmak ve bu mekanlara özgü sanatsal bir deneyim kurgulamaktır. Her iş kendine has özellikleri olan mekanların nitelikleri ve potansiyelleri üzerinden şekillenir. Dolayısıyla deneyim de mekandan mekana değişir. Mekânı eserden bağımsız bir konteyner olarak görmeyip, sanat işinin kurucu bir elemanı olarak ele alır. Bunu yaparken ses, ışık, sis gibi atmosfer yaratıcı malzemeler kullanarak mekânda ziyaretçiye zaman ekseninde bir deneyim yaşatmayı amaçlar. Yoğunluk mekânın varlığı ile ilişki kurarak onun potansiyel niteliklerini çeşitli biçimlerde açığa çıkaran kurgular üzerine yoğunlaşır. Bu tavır, aynı zamanda maddi olan ile yoğun bir ilişki kurulmasını sağlar ve bize dünyayı algılamayı unuttuğumuz haliyle yeniden hatırlatır. Mekânın algılanması sadece gözde değil, bütün bedende ve beden ile sınırlanamayanda gerçekleşir. Ziyaretçinin sadece gözüne değil onu insan yapan tüm duyularına hitap eden bir kurgu ortaya çıkar.

SİNAN EREN ERK HAKKINDA

İstanbul’da 1985 yılında doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini Galatasaray Lisesi’nde, lisans eğitimini İktisat alanında Marmara Üniversitesi’nde ve yüksek lisansını Küratörlük ve Görsel Sanatlar alanında NABA, Nuova Accademia di Belle Arti Milano’da tamamladı. 12. İstanbul Bienali’nde küratör yardımcısı, Documenta 13’te katılımcı / konuşmacı ve İstanbul Tasarım Bienali’nde Milano’da Adhocracy bünyesinde yine küratör yardımcısı pozisyonlarında çalıştı. Ulusal ve uluslararası projelerde bağımsız küratör ve sanat yazarı olarak çalışmaya devam eden Erk, sanatçı kitapları, kataloglar, basılı veya çevrimiçi farklı mecralar için yazıyor, editörlük ve çevirmenlik yapıyor, konuşmacı ya da moderatör olarak söyleşilere katılıyor. “Sanat Dedikleri Tuhaf Şey” adlı podcast yayınını ve haftalık bülteni hazırlayan Erk, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği AICA Türkiye üyesidir.