MİZANTROPİ: KARTAL’IN İSTANBULU

Küratör: Yasemin Ülgen
Sanat Konuşmaları: Alen Mevlat, Ali Cindoruk, Aslıhan Demirtaş & Yasemin Ülgen
12.11.2024

Bilsart, küratörlüğünü Yasemin Ülgen’in yaptığı, Alen Mevlat, Ali Cindoruk, Aslıhan Demirtaş, Itri Levent Erkol, Erhan Muratoğlu’nun ortak video üretiminin yer aldığı Mizantropi: Kartalın İstanbul’u adlı sergisine 31 Ekim – 14 Kasım 2024 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

İstanbul, bir akış merkezi. Suyun, enerjinin, yaşam alanlarının, insanın ve yüksekten uçan göçebe kuşların akışı. Bu merkez Avrupa’nın en nadir yırtıcı kuşlarından birine, bir uç yırtıcı olan Aquila heliaca, yani şah kartallara mesken sağlıyor. Uç yırtıcılar, akışın sürekli olduğu kentsel ve kırsal yerleşim yerlerinin arasında yer alanlar dahil olmak üzere tüm ekosistemlerin sağlığının işareti olarak görülüyor. Kartalların uçtuğu yerler, İstanbul’un en sağlıklı ekosistemleri arasında yer alıyor. Kartallar insanlardan kaçınır ve bir anlamda mizantrop olarak adlandırılabilirler. Kırsal iç bölgeler dahil olmak üzere, yabanın yerini alan ve yerini çoğunlukla insan türüyle dolduran kentsel şartlardan uzakta yaşamayı ve yuva yapmayı tercih ederler. İstanbul’u düşündüğümüzde hiç mizantropik, örneğin bir kartala ait olan bir kent versiyonunu aklımıza getiriyor muyuz? Kartalların alanı bağımsızdır. Biz ise bize öğretilen sınırlar içerisinde doğar, yaşar ve ölürüz. Kuzeyin yukarıda, güneyin aşağıda olduğu bir dünyada yaşarız. Dünyayı bir kartalın gözünden izlememiz ve keşfetmemiz mümkün olsaydı, biz de bağımsız olurduk, politik sınırları, kuzeyi, güneyi tanımazdık—yalnızca muazzam su havzaları, dağlar, dört bir yanında ağaçlıklar ile otlayan koyun ve inek sürüleriyle dolu, göz alabildiğine uzanan çayırlar. Mizantropi: Kartalın İstanbul’u, bir arada var olmanın ve İstanbul’un bağlarından arınışının bir mizantrop, yani şah kartalın gözünden görülmesiyle ilgilidir.

Video, İstanbul Unbound, 2021 konferansı kapsamında birbuçuk’un düzenlediği 29,9 km programı kapsamında üretilmiştir.

Ses: Fulya Peker, Müzik: Alper Yılmaz
Yardımcılar: Aylin Kanar, Rumeysa 

Basın kiti için tıklayınız.

ALEN MEVLAT HAKKINDA

2013 yılından itibaren Slow Food hareketinin içerisinde iyi, temiz ve adil gıdanın yaygınlaşması ve geleneksel bilginin korunması için üreticiler ile birlikte çalışıyor. Kuzey Ege’de ekolojik bir küçük aile çiftliğinde yaşıyor ve doğa dostu üretim metotlarında deneyim kazanmaya devam ediyor. Meşe ormanlarının korunması ve yeniden doğallaştırılması için yaptığı çalışmalarda çoklu üretim sistemlerinin doğa korumadaki önemini gözlemledi. Doğayı korumanın ancak  yerelde doğa dostu üretim yapanların katılımıyla mümkün olabileceğini inanıyor ve çalışmalarını üretici faaliyetlerinin türlerin ve biyoçeşitliliğin korunmasına katkı sağladığı sistemlerin devamlılığı için sürdürüyor. 2024 yılı itibariyle Anatolivar projesi kapsamında Anadolu’nun nadir zeytin çeşitlerini, anıtsal nitelikteki zeytin ağaçlarını ve iyi, temiz, ve adil zeytin üreticilerini içeren bir Zeytin Atlası üzerinde çalışıyor. 

ALİ CİNDORUK HAKKINDA

Yatay olarak çeşitlenen tasarımlarını sıklıkla kurucu kavram, anlatı ve içeriklerle birlikte üretir. Pratiğini ara konum ve bağlamlarda grafik, ürün, mekan, araştırma, sanat projelerine yer açan çok ölçekli ve kolaboratif bir iklim olan Khora Office ile sürdürür. Kültürel ve ekolojik varlıkların ifade ve çeşitlilik alanını genişletme odaklı çalışan Anatolivar, Ağustos DH, Lumbardhi Vakfı gibi kurum, proje ve markalarla işbirliği yapar. Anlatı ve mit inşası, müelliflik, metinlerarasılık, temellük etme gibi kavramlarla uğraşan Grup Grip-in sanat kolektifinin üyesidir. ODTÜ (BID) ve Bilkent (MA) Üniversiteleri mezunudur.

ASLIHAN DEMİRTAŞ HAKKINDA

Sanat ve ekolojiye dayalı genişletilmiş bir mimarlık pratiği olan KHORA Office’in kurucusudur. Yapmakla ve sormakla ilgilenen farklı disiplinlerin sınırları arasında konumlanan pratiğiyle, yapı, bahçe, yerleştirme ve araştırma üretir, tasarım stüdyosu yönetir. Aslıhan yüksek lisans eğitimini MIT Mimarlık Bölümü’nde, lisans derecesini ise ODTÜ Mimarlık Bölümü’nde tamamlamıştır. Kendi ofisini kurmadan önce Pritzker Ödülü sahibi I.M. Pei’nin baş tasarımcısı olarak Doha, Katar’da İslam Sanatları Müzesini ve Kyoto, Japonya’da Miho Şapelini tasarlamıştır. Graham Vakfı Ödülü ile hazırladığı ve SALT tarafından basılacak e-kitabı Aşı ile hidrolik altyapılar üzerinden modernin doğayla ilişkişi üzerine düşünür. 2022 yılında 15. Dönem Ağa Han Mimarlık Ödülleri teknik değerlendirme komisyonunda görev alan Aslıhan Yedikule Bostanları Koruma Girişimi’nin faal üyesi ve Anatopia Coop’un kurucu yıldızlarındandır.

ITRİ LEVENT ERKOL HAKKINDA

10 yılı aşkın süredir doğanın korunması için çalışmalar yürütüyor. Birçok korunan alan yönetim planı ve tür eylem planının hazırlanma ve uygulanma aşamasında yer aldı. Yaptığı çalışmalar onu, gerek biyolojik çeşitliliğin gerekse insanların iyiliği için, doğa dostu üretim yapan çiftçilerle çalışmaya yönlendirdi. Öncelikli çalışma konuları arasında; ekosistem restorasyonu ve rehabilitasyonu, (yeniden) doğallaştırma, çoklu (agrosilvopastoral) üretim sistemleri, peyzaj ekolojisi ve biyo-kültürel miraslar yer alıyor.