KENDİNE AİT BİR HATIRLAMA: KRİSTAL VAZO
Küratör: Sinan Eren Erk
Bilsart Çevrimiçi Sanat Konuşmaları: Sinan Eren Erk & Gizem Gedik
19.01.22
Bilsart, küratörlüğünü Sinan Eren Erk’in yaptığı “Kendine Ait Bir Hatırlama” isimli sergiye 6 Ocak – 29 Ocak tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sergi, Monika Czyżyk ve Merve Vural’ın işlerini bir araya getiriyor.
Sonuçta bir illüzyon, ne kadar inandırıcı olursa olsun,
yalnızca bir illüzyon olarak kaldı.1
Bazen geçmişi zihinimde canlandıramayız. Bir süre önceye ait bir sesi kulaklarımızda işitemez veya bir yüzün detaylarını gözlerimizin önüne getiremeyiz. Dilimizin ucuna gelen bir türlü söylenemez, zihinimizdeki bulanıklık bir türlü netleşmez. Bazen de bu boşluklar bilinçli unutkanlıklarla oluşur. Hafızamızda, büyük bir gürültüyle yeryüzüne çarpan bir meteorun ardında bıraktığı kratere benzeyen yeri neyle dolduracağımızı bulmaya çalışırız. Geçmişe ait olanlar, sayısız parçaya bölündüğünde, gerçek olarak adlandırdığımız şeyler de artık sadece onları nasıl birleştirdiğimiz ya da nasıl birleştirmek istediğimizle ilgilidir.
BUNA
HATIRLAMAK
DERİZ.
Bu aslında oldukça sorunlu bir kavramdır; politik ve psikolojiktir; bedensel ve ruhsaldır; aşkla ve nefretle ilişkilidir, öznel ve nesneldir. Aynı anda hepsi ve hiçbiridir. Hatırlamak gerçekliğin restorasyonu ama aynı zamanda bir kurgunun da inşasıdır. Kaydedilmiş ve böylelikle zamanın bir noktasına sabitlenmiş bir arşive bile karşı durabilecek kadar cüretkâr fakat bir o kadar da güvenilmezdir. Tıpkı bulanık bir suyun durulması gibi yaşananların tortusu da dibe çökerken bazı şeylerin üzerini örter. Konfor alanı dipte yatar. Unutmak durulmaya, hatırlamak ise yeniden bulanıklaşmaya benzer. Hatta çoğu zaman hatırlamak unutmayı da kapsar.
Kendine Ait Bir Hatırlama gezegenin farklı yerlerinde doğan iki sanatçının kişisel ve toplumsal hatırlama pratiklerine odaklanıyor. Berlin Duvarı’nın yıkımına başlandığı yıl doğan Monika Czyżyk ve Merve Vural’ın yakın dönem çalışmaları, arşivi ve kaydetme pratiğini anlatının merkezine koyarken, izleyicileri hatırlama eyleminin güvensiz sularına bırakıyor.
Sadece okumalı, bakmalı, dinlemeli, hatırlamalıyız.2
1. Philip K. Dick, We Can Remember It for You Wholesale (1966)
2. Virginia Woolf, Kendine Ait Bir Oda (1929)
Merve Vural
Kristal Vazo (2020)
HD video, 15’
Kristal Vazo, sanatçının 2020 yılında Marina Abramović + MAI Akış / Flux kapsamında, Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirdiği ve toplamda 72 saate yayılan performans serisinin bir parçasıdır. Referansını Rubens’in Aynada Venüs (1614-15) isimli tablosundan alan bu seri, birbirinden farklı video projelerinin toplamından oluşur. Sanatçı, Beyaz At, Kristal Vazo, Arayüz, Harf Devrimi, Bob Ross’un Sincabı, Bayram Sohbetleri, Motif, Nasıl Yapılmış? ve son olarak Burcunuz Söylüyor / Joseph Beuys başlıklarından oluşan dokuz farklı performansı, Rubens’in Venüs temsili üzerinden kurgular. İşlerin içeriğindeki temel ortak nokta, aynaya bakma ve bakıldığının, izlendiğinin farkında olma hâli üzerinden kamerayı ayna yerine koymaktır. Sanatçı hem kameranın hem de izleyicinin bakışlarının tahakkümü altında kalır. Bu performansı sırasında Merve Vural, izleyiciler karşısına sürekli hazırlanan, başka kimlikleri deneyimleyen, taklit eden ve oyun oynayan, belli bir özne oluşturmaktansa sürekli “dönüşüm” ve “hazırlık aşamasında” olan temsil alanının dışındaki bir göçebeye dönüşür ve bu sayede video üretim sürecinin arka planını bir performansa çevirir. Kristal Vazo konusunu, 2020-21 yıllarında gerçekleşen Terlik Devrimi veya Hamamböceği Karşıtı Devrimi diye de anılan Belarus protestolarından alır. Belarus demokrasi hareketinin bir parçası olan gösterilerden bazı sahneler ve kristal vazo fabriaklarında çalışan işçilerin görüntüleri performans devam ederken arka planda bir video olarak oynar. Sovyet döneminde oldukça yaygın olan ve bu nedenle üretiminde büyük bir işgücünün kullanıldığı kristal vazo, bölgenin kırılgan siyasi yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Videoda sovyet üniforması giyen sanatçı, ulusal marş eşliğinde kendi boyutunda sahte bir kristal vazonun parçalarını bantlayarak ile tamir etmeye çalışır.
Merve Vural Hakkında:
(d.1989, Türkiye)
Merve Vural, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümünde Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Multidisipliner çalışır; resim, video ve performans yolu ile işler üretir. Çalışmalarında popüler kültür içerisinde kadın imgesi ile ilgilenir ve beden, toplumsal kimlikler ve iktidar rolleri üzerine düşünür. Merve kendi üretimini bir öyküleme pratiği olarak tarif eder ve temellük etme, pastiş, parodi gibi yöntemlere bu öykü/anlatı kurma pratiği içerisinde sıklıkla başvurur. Kendi imgesini ve bedenini çoğunlukla bir arayüz olarak kullanan sanatçı, bu arayüzle farklı zamanlar, figürler ve kimlikler arasında dolaşmaktadır. Yer aldığı sergiler arasında SENKRON, Yapçak Bi’ Şey Yok!, Darağaç, İzmir (2021), Marina Abramović + MAI Akış / Flux, Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul (2020), Lüzum, Darağaç IV, İzmir (2019), Ben Hep Evdeyim, Galeri MUAF (2018); Where Plato Thought?, Academiae Bienali, İtalya (2018); Akbank 37. Günümüz Sanatçıları Sergisi (2019); Akbank 36. Günümüz Sanatçıları Sergisi (2018); Mamut Art Project (2018); All For Heidi, Akademililer Sanat Merkezi (2018); .EXE, İstanbul Bilgi Üniversitesi (2017); Teşhir, Bant mag. havuz / bina (2017); Byzantion Fest, Bant mag. havuz / bina (2017); Kuytu, Tophane (2016) ve Engravist, Yıldız Teknik Üniversitesi (2016) bulunuyor. Vural, Daire Sanat Açık Atölye Sanatçı Programı’na (2021) ve İKSV İstanbul Bienali Çalışma ve Araştırma Programı’na (2018) katıldı. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.