MÜŞTEREK MAHREM

KÜRATÖR:ASLI SEVEN

Sanat Konuşmaları: Huo Rf & Abdi Cadani & Aslı Seven
03.09.2019

Bilsart, 3 Eylül – 28 Eylül tarihleri arasında, küratörlüğünü Aslı Seven’in üstlendiği “Müşterek Mahrem” isimli sergiye ev sahipliği yapıyor.

Müşterek Mahrem, toplumsal ve kişisel birer ritüel olarak yemek hazırlama ve tüketme pratiklerine bakan, aynı zamanda yüz ve arayüz kavramları etrafında hem bir toplumsal müzakere aracı, hem de bir oyun alanı olarak yalan, makyaj ve maske kullanımlarına dokunan iki video yapıtı bir araya getiriyor.

Antropolog Michael Taussig’e göre neyi bilmemek, söylememek ve görmemek gerektiğinin bilgisi, en güçlü toplumsal bilgidir. Toplumsal iktidarı yeniden üreten veya ona çelme takan taktikleri ve davranışları birbirimize çeşitli yüzler, yüzeyler ve arayüzler aracılığıyla iletiriz – dil, tören, sanat – ki bunların toplamı örttükleri ve ölçülü bir dengede ele verdikleri toplumsal sırrın derinliklerine yaslanır. Yalan ve gerçek birbirlerinin zıttı değil, tamamlayıcısıdır.

Toplumsal tarihin herhangi bir anında konuşulabilir ve görünür olanın müzakeresi ve bu sınırların ihlal edilme koşulları ancak bir oyun alanında mümkündür. Kurmaca, yalan ve oyunbazlık, kendini gösterme teknikleri ve risk hesapları bu iki videoda birer plastik malzeme olarak belirir: gerçeği yeniden tanımlamak, söylenemez olanı dillendirmek, öznelliğin performansına alan açmak bu alanda,

“-mis gibi yapma”nın kipinde, görünmezlik taktikleriyle mümkündür.

Sohbet ve söyleşi metodlarına yaslanan, ve bu anlamda belgesel, kurmaca ve performans arasındaki geçişken sınırda konumlanan iki yapıtta bir araya gelmenin, toplanmanın törensel çerçevesini – ve çizik atılmayı bekleyen yüzeyini – yemek ve sofra ritüelleri belirlerken, siyasi ve toplumsal beyanatlar ın oluşturduğu bir arka fon bir an için göze ilişir.

HUO RF & ABDI CADANI

SOYUT YALANLAR (BÖLÜM 1)

3 Eylül – 14 Eylül, 2019

Huo Rf file Abdi Cadani’nın ortak üretimi olan “Soyut Yalanlar (Bölüm I)”, dile getirilemeyen bir toplumsal kriz süregiderken hem kolektif hem bireysel düzeyde gündemi ve gündelik olanı devam ettirebilmek adına “herşey yolundaymış gibi yapma”ya yönelik sosyal etkileşim taktiklerini merkezine alıyor. Beş kadını kendi mekanlarında arka arkaya izlediğimiz “Soyut Yalanlar”da, yemek pişirme ve tüketme ritüelleri ile makyaj yapma ve süslenme alışkanlıkları, toplumsal cinsiyet ekseninde, kişisel ve biyografik olan ile toplumsal ve tarihsel olanın kesiştiği iki alan olarak beliriyor. Bir söyleşiden diğerine geçişte beliren güneş batımı, arka fondaki fayton sesiyle adayı yansıtıyor. Adalar ve faytonlardan güneş batışları bir yandan geçmişe ait, kitsch’e yakın duran bir güven, seyir ve keyif alanını, diğer yandan bir pazarlama ürünü olarak İstanbul’un kurmacalasmış yüzeylerini yansıtıyor, ve bu ikisinin arasında tekinsiz bir geçiş kuruyor.

Video ilerledikçe portrelerini izlediğimiz kadınların sıralamasında kişisel olandan toplumsal olana doğru bir ilerleyiş beliriyor: Huo Rf ve Abdi Cadani’nın anneleri Münevver ve Fardous ile başlayıp, yakın tanıdıkları Nazan ve sanatçı CANAN’dan geçip, oyunculuğuyla ve TV programlarıyla, yüksek görünürlük değerine sahip, bir figür olan Derya Baykal’a varıyoruz. Gri oje tercihine dair “herkes yapıyor diye yapıyorsun” diyerek ve “Herkesin yaptığı gibi kızartma yemiyoruz” ifadesiyle kişisel tercihler ve kendini sunma tekniklerinin toplumsal iktidarla olan ilişkisini belki de en somut şekilde özetliyor Baykal. Konuşulmayanın alanı konuşulmadıkça büyüyor, yüzeylere daha da yükleniyoruz, yüzeye dair dilin alanını genişletiyoruz, arayüzün “ara” hali kaybolup bağımsızlaşıyor. Cadani’nın makyaj yapmayan annesi Fardous ve ışıldamayı seven Canan’ın ifadelerinde ise bu yüzeyin reddine ve bir oyun alanına dönüşümüne dair ipuçları buluyoruz, bazı soruların yolu açılıyor: işbirliği ne zaman sabotaja dönüşür, düzen kuruculuktan düzenbazlığa, kurmacaya – ve bir oyun alanına – nasıl geçilir?

Yapıtın başlığı ile sinyali verilen gelecek bölümler, ilerlemekte olan bir sürece ve süreç icinde şekillenen yeni söyleşilere ve sorulara işaret ediyor.

HUO RF hakkında:

(d. 1988, Mersin)

İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Huo Rf, kendilik kuramı, kişiliğin sınırları, karşılaşmalar, güncel hikâyeler ve iz bırakmalar üzerine düşünür. İletkenliği, taşıma ve yansıtma vasıfları ile bakırı kullanarak, resim, heykel, fotoğraf ve videoyu üretim malzemelerinin temeline alır. Kişisel sergileri arasında … was here [… buradaydı], Elhamra Han, İstanbul (2018); Stories in Reverse [Tersten Hikâyeler], Pi Artworks İstanbul, (2017), Mümkün [Possible], Karl Gallery İstanbul (2015) bulunuyor. Katıldığı bazı karma sergiler: Sunday Morning, Galerist, İstanbul (2018); Sözden Öte, 4. Uluslararası Mardin Bienali [Beyond Word, 4th Mardin Biennial], Mardin (2018); KEK Sever Misiniz?, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, İstanbul (2018); Bahar, 13. Sharjah Bienali İstanbul ayağı [Spring, Sharjah Biennial 13 Offsite]; Signs of Time, İstanbul (2017) ile Replaced [İkame], Rampa Istanbul (2016) bulunuyor.

ABDI CADANI hakkında:

(d. 1986, Somaliland)

1986 Somaliland doğumlu Abdi Cadani, gençlik yıllarını Londra’da geçirdikten sonra bugün İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Bir kameraman ve fotoğrafçı olarak 100’den fazla ülkeye seyahat etmiş olan Abdi Cadani insanlara ve kriz anlarına odaklanır. Seyahat etmiş olduğu yakın dönem çatışma alanlarının arasında Irak, Suriye, Ukrayna, Libya ve Liberya bulunur. Abdi muhabirliği sebebiyle birçok odüle lâyık gorülmüştür. 3 Emmy adaylığı vardır ve Musul, Irak’taki çalışması ile 1 Emmy ödülü kazanmıştır.