MOLEKÜLER: ASBEST VE ATEŞ

Küratör: Uras Kızıl
Sanat Konuşmaları: Ozan Atalan & Uras Kızıl
03.07.2024

Bilsart, Ozan Atalan’ın “Moleküler: Asbest ve Ateş” adlı, küratörlüğünü Uras Kızıl’ın yaptığı sergiye 3 Temmuz – 13 Temmuz 2024 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Moleküler: Asbest ve Ateş sergisi (2024) Ozan Atalan’ın doğada kayalıklarda uzun lifler halinde bulunan asbesti merkeze alarak, asbest etrafında cereyan eden örtük ilişkilere odaklanmasına dayanır. Atalan, potansiyel kuvvetlerinin farkına varılmasıyla endüstride yoğun olarak kullanılan asbestin izini sürer. Bu iz sürme sürecinde Atalan, sanatının iterasyon yaptığı imgelerden biri olan tuğla duvarı [versiyon-spesifik] politik imge üretimi için yardıma çağırır.

Tuğla duvarın varlığı izleyicide gayri ihtiyari bakma ve etrafından dolanıp detaylıca inceleme ihtiyacı doğurur. Bu yanıyla duvarın hem katılımcı hem de davetkâr olduğunu söylemek mümkündür. Bu bakma sadece yüzeydekine doğru gerçekleşen bakıştan öte içeriye doğru yapılan bir görme [seeing-in] eylemiyle örtüşür. Bu türden bir görme eylemi temsil yoluyla açıklanamadığı gibi duyu(m)sal kodlar aracılığıyla zuhur eder. Nesnenin görünen gerçekliğinden azade edilmiş bir gerçekliğe; yan anlamlara ve/ya anlamlandırmalara açılan spekülatif hikâyelere gereksinim duyar.

O halde, tuğla duvarla inşa edilen spekülatif hikâyeler sergi özelinde nasıl serimlenir?

Duvarın kendi mekânını pencereye alan açacak şekilde paylaşması bu sergi özelinde farklı şekillerde spekülatif okumalara hizmet eder. Sanatın temsili bir açığa çıkartma olarak öngördüğü sanatçının dış dünyanın gerçekliğini yansıtırken uyguladığı pencereden dışa bakma koşulu burada işlemez. Pencerenin buradaki varlığı sanat tarihsel görme ve yapma eylemini yapı bozumuna uğratır. Atalan’ın pencere ve ekran arasında kurduğu ilişki ilk etapta izleyiciyi boşluğa ve boşluktan ekrana doğru bakmaya yönlendirse de, boşluk görmenin tek zorunlu koşulu değildir. (Pencerenin) bilinçli bir şekilde işlevsizleştir(il)me durumu, görme eyleminin izleyicinin mekân içerisindeki olası konumlanmalarıyla gerçekleştirebileceği anlamına gelir.

Tuğla duvarın seçimindeki bir diğer parametre ise hipernesne [hyperobject] bağlamında asbestle kurduğu ilişkidir.[1] Asbesti gözle görül(e)meyen ancak bir başka aktörün katılımıyla (ekseriyetle üçüncü bir aktörün) açığa çıkan bir hipernesne olarak düşünebiliriz. Hipernesne olarak asbestin varlığını duyumsattığı nokta ise bir diğer hipernesne olan fayhatlarının hareketi sonucu gerçekleşir. Asbest yıkımlar arasından yükselir. Atalan, insan ve insan olmayanları birbirine yakınlaştıran asbesti görünür kılma yolunu birkaç yıldır maruz kaldığımız tuğla duvarın olanaklarını kullanarak ve ChatGPT’yi sürece eklemleyerek bulur. Atalan, asbeste dair sorularını ChatGPT’ye yöneltir. ChatGPT ile girdiği ‘Sokratik diyalog’ ve yanıtların toplamı ChatGPT’nin erken döneminde bir dokümantasyon oluşturur. Yapay zekânın yeni materyalizme içkin sorularla sınanması, yapı bozumuna uğratılma çabası dokümantasyonun örüntülerine dairdir. Yapay zekânın verdiği yanıtlar ise olayların etrafından dolandığına, kaçamak yanıtlar verdiğine, politik doğrucu bir tavır takındığına delalettir.

Tuğla duvarın arkasında görünen ekrandaki görüntüler ise birbirinin peşi sıra gelerek [cropped screen images] kendi içerisinde video kolajlar oluşturur. Yapay zekâ ile girişilen işbirliğiyle üretilen bu imgeler, doğrudan ulaşımın imkânsız olduğu asbeste dair spekülatif bir imge dağarcığı yaratır. Spekülatif asbest görüntülerine eklemlenen ikinci bir unsur daha vardır: Efes Kütüphanesi ve kütüphanenin giriş katında yer alan 4 kadın heykelinin video çekimleri[2]. Atalan günümüz bilgi sisteminin üretiminde etkin rol oynayan teknolojiler ile ‘tarih-öncesi’ bilgi üretimini yapıtlararası [intra-art(i)fact][3] bir okumaya açar. Bunu da kendini araştırmanın öznesi kılarak gerçekleştirir.

Moleküler: Asbest ve Ateş’in asbest yakası, materyale yüklenen kötücül politik tavrı bertaraf etmenin ve sorumluluğu eşit ölçüde dağıtmanın öneminin altını çizer. Süreç, asbestin kaydını fiziksel anlamda tutmanın imkânsız oluşundan ötürü doğrudan olmayan bir araştırmaya başvurmayı gerektirir. Buradan hareketle kalitatif sonrası araştırma yöntemlerini uygulamalı olarak –yardıma- çağırır. Olayların kendisi bir yapıya dönüşerek asbesti görünür kılar. Sonuca değil süreçsellliğe odaklanılır. Tüm süreç devam etmekte olan performatif bir eylemin kaydının tutulmasıyla mümkün olur.


[1] Hipernesne, Timothy Morton’ın Hyperobjects kavramından ödünç alınarak kullanılmıştır.

[2] Efes Kütüphanesi’nde yer alan 4 kadın heykeli arasında Sophia (İrfan), Episteme (Bilgi), Ennoia (Zekâ) ve Arete (Erdem) yer alır.

[3] Intra-art(i)fact, Uras Kızıl’ın Yeni Materyalizmin Madde Kavrayışının ve Romantizmle (Anti) İlişkiselliğinin Günümüz Sanatına Yansımaları: Yapıtlararası Yeni Materyalist Bir Analiz başlıklı doktora tezinde kavramsallaştırılmıştır.

OZAN ATALAN HAKKINDA

Ozan Atalan (d. 1985, Gelibolu) görsel sanatçı ve Florida International University’de öğretim görevlisidir. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden (2007) ve Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden (2013) lisans derecelerini almıştır. Yüksek Lisans derecesini Fulbright bursiyeri olarak eğitim gördüğü Syracuse University’den (2016) ve Sanatta Yeterlik derecesini Yaşar Üniversitesi’nden (2024) almıştır. Syracuse Üniversitesi’nde (2015-2016) heykel dersleri; Yaşar Üniversitesi (2024) ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümlerinde (2016-2023) sanat ve tasarım dersleri vermiştir. Transmedya, disiplinlerarası ve araştırma temelli çalışmaları, öncelikle video yerleştirmeleri üzerine yoğunlaşarak, psikoloji, antropoloji ve felsefe gibi sosyal bilimlerle biyoloji, kuantum fiziği ve ekoloji gibi doğa bilimlerinin kesişimini araştırır. İnsan ve insan olmayan formların birlikte evrimine yoğunlaşır, eleştirel posthümanist bir perspektiften eko-queer performatifliği yansıtır. Sanatçının çalışmaları 16. İstanbul Bienali, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Montpellier Contemporain, Pera Müzesi ve Migros Museum für Gegenwartskunst gibi önemli ulusal ve uluslararası mekanlarda sergilenmiştir.