MOLEKÜLER: ASBEST VE ATEŞ

Küratör: Uras Kızıl
Sanat Konuşmaları: Kıymet Daştan & Uras Kızıl
17.07.2024

Bilsart, Kıymet Daştan’ın “Moleküler: Asbest ve Ateş” adlı, küratörlüğünü Uras Kızıl’ın yaptığı sergiye 17 Temmuz – 27 Temmuz 2024 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sergi, ilk gösterimini Ozan Atalan’ın asbest temasıyla gerçekleştirmesinin ardından, ikinci gösterimini Kıymet Daştan’ın ateş teması ile ziyaretçilere sunuyor.

Kıymet Daştan’ın The Pleasure of Memory Burn adlı video yerleştirmesi 2020’de Pera Müzesi’nde Elana Sorokina küratörlüğünde gerçekleşen Kristal Berraklığı sergisinde gösterilen Yanık Bellek [Memory Burn] video çalışmasına dayanır. The Pleasure of Memory Burn, Yanık Bellek’in Bilsart’ın sergi mekânına özgü olarak yeniden ele alınmış bir versiyonu. Yanık Bellek’te görülen, optik disklerin ısıyla birlikte gerçekleşen mevcut formundaki deformasyonlara bağlı süreçsel değişimler, The Pleasure of Memory Burn için de geçerlidir. Fakat, Yanık Bellek’ten farklı olarak, burada imge aktarmak için projeksiyon makinesi ekranların yerini alır. Projeksiyon, 9 ayrı optik diskin ısıya maruz kalması sonucu geçirdiği dönüşümün tanıklığını mekânın ortasına yerleştirilen optik disk şeklindeki yuvarlak formlara yansıtır. Mekanik bir göz olan projeksiyon makinesinin yansıtma neliğini optik diskten alması aralarında gerçekleşen konumsal yer değiştirmeye delalettir.

Optik disklerin malzeme olarak kullanımı Daştan’ın 2019 yılında Beirut Ashkal Alwan’da katıldığı sanatçı konuk programına uzanır. Daştan, günümüzde kullanım değerini yitiren optik disklerin araçsallık dışında geriye kalan değer bağlamını sorgular. Daştan’ın maddenin canlılığına yaptığı gönderme, petrolden sanal bilgi taşıyan optik disklere oradan da taşlara evrilen süreçte şeylerin yapıntı nesneler halini alarak günümüzde edindiği yeni anlamına işaret eder.

Optik disklerin araçsallık değerini yitirmesi, yani bozulması ona insan ölçeğinde görünürlük kazandırır. Şeyler, ancak araçsallık neliğini yitirmesi koşuluyla –paradoksal bir tavırla- ilgi alanımıza girmeye başlar.

Optik diskler, pürüzsüz ve aynavari formu itibariyle ses, video, fotoğraf, belge ve benzeri verileri depolama ve saklama gibi araçsal faaliyetlerinin dışına çıkması durumunda alternatif kullanım amaçlarına hizmet etmeye başlar. Bu durum, kimi zaman, tarlayı kuşlardan korumakla yükümlü bir korkuluğa evrilerek, kimi zaman arabaların aynasına dekoratif amaçlar için asılması, kimi zaman ise ısı yalıtımı sağlamak veya radar sinyallerinden kurtulmak için kullanılması şeklinde gerçekleşir.[1] Optik disklerin güneş ışınlarını yansıtan parlak yüzeyleri potansiyel materyalitesini imler. Optik disk ilksel amacını kaybetse de değer bağlamını yitirmez.

Daştan, optik diskleri kullanarak belleğin nasıl korunduğu, yazıldığı, kaydedildiği ve yok edildiğiyle ilgilenir. Ancak, The Pleasure of Memory Burn burada belleğin yanarak yok olması sonucu yeniden üretilmesine işaret eder. Belleğin buradaki yeniden konfigürasyonu, ateşin ısı olarak materyalle teması ile gerçekleşen ve aynı zamadan materyalin varlık koşulu olan sanal bilgiyi depolama fonksiyonunu bir kez daha anımsatır. Yanarak yok olan görünmez belleği taşıyan optik disk artık yeni hafızasına içkindir. Bu yeni hafıza imge olarak kırınım örüntüleri oluşturur.  Deformasyonlar, kırılmalar, çatlamalar ve renk değişimleri gerçekleşir. Ayrıca mekândaki sesler, yaşanan bu değişimleri izleyicinin duyumsanmasına olanak tanır.

Ateş, dönüştürücü bir kuvvet olarak sergi sürecinde etkin bir rol üstlenir. Ateşin potansiyeli yalnızca optik diskler özelinde zuhur etmez. Aynı zamanda Unutma Taşları üzerinde de dönüştürücü bir kuvvet olma eğilimindedir. Unutma Taşları’na ait fotoğraflar sergi mekânının koridoru boyunca serimlenir.

Daştan’ın ısıyla kurduğu bu türden bir ilişki Beriut’un hafızasından izler taşır. Optik disklerin ısıyla eritilip yanma süreci Beriut’un hafızasındaki yangınları simgeler. Daştan’ın savaşlara, ölümlere ve yıkımlara içkin bir coğrafyanın hafızasını taşıyan deforme olmuş bir taşın Beriut Ulusal Müzesi’nde sergilendiğini fark etmesi ve bu taşla kurduğu bağ, taşın yüklendiği anlamların yeniden sorunsal edilmesine vesile olur.

Unutma Taşları serisindeki optik diskler de Daştan tarafından bir başka hafıza taşıyıcısı olan taşa dönüştürülmüştür. Optik diskler eritilirken kullanılan taş formları, Beyrut’un sahil şeridini doldurmak için şehrin antik kalıntılarından toplanmış atıklardan elde edilmiştir. Optik disk, petrol olarak doğada bulunan fakat insan yapımı bir nesneyken taş doğada bulunan insan yapımı olmayan bir nesnedir. Organik ve inorganik olanın bir aradalığı, optik disk olarak petrol ve taş, sanatçının müdahalesiyle yapıntı halini alan tek bir nesneye evrilmiştir.

Özellikle taşın kendisi yerine temsilinin tercih edilmesi Unutma Taşları’nın kimlikleşmesi anlamında bir sonraki adımdır. Fotoğraf, gerçekte olmayan bir taşın hafızasının yeniden üretimini onu belgeleyerek, bir anlamıyla onaylayıp geleceğe taşıyarak gerçekleştirir.

Unutma Taşları, görünenin aksine -maddi anlamda- son derece değersiz bir taştır. Burada sanatçı tarafından değersiz bir şeyi “değerliymiş” gibi yapma eyleminden söz edilebilir. Örneğin ‘unutma’, fiziksel olarak gösterilmesi mümkün olmayan soyut bir kavramdır. Hafızanın araçlarla somutlaştırılması, nesneleştirilmesi sanat olarak kendini açık eder. Hafızanın taşıyıcı olan optik disklerin deformasyon ve yeniden inşa süreci hem hafızanın unutulmasına hem de nesne olarak yeniden üretilmesi anlamına gelir.

Uras KIZIL

Basın kiti için tıklayınız.


[1] Optik disklerin mekân içerisindeki konumlanmaları tarladaki korkuluk olma neliğini anımsatır.

KIYMET DAŞTAN HAKKINDA

Kıymet Daştan form ve kavramsal düşünceyle deneyler yaparak, gelenekleri, hafıza yüklü nesneleri, malzemeleri ve değerlerin temsillerini inceleyerek, belleğin ve zamanın materyalitesini sorunsallaştırır. 

2008’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nden mezun olan Daştan, 2014 yılında Milano’daki Domus Academy’de Tasarım alanında yüksek lisans yaptı. Beyrut’taki Ashkal Alwan Plastik Sanatlar Derneği’nin bir yıllık Home Workspace (2019) programını daha sonra MSGSÜ Heykel Bölümü’nde ikinci yüksek lisansını (2021) tamamladı. 

İkisi İstanbul’da ve biri Fransa’da olmak üzere 3 kişisel sergi açan sanatçı, şimdiye kadar yurt içi ve yurt dışında birçok karma sergiye, sanatçı konuk programına ve sempozyuma katıldı. Sabancı Sanat Ödülleri Heykel Bölümü Birincilik Ödülü (2008) ve JTR Mücevher Tasarım Yarışması Birincilik Ödülü (2013) dahil birçok ödül kazandı. Pera Müzesi’ndeki “Crystal Clear”(2020), Beirut Art  Center’da “Return Of The Sun”(2023) sergilerine katıldı.
Daştan, İstanbul’daki stüdyosunda sanatsal çalışmalarına devam etmektedir.