Yoğunluk
Bünyad-ı Zemin (2020)
video, 2’30”

Bünyad-ı Zemin, Üsküdar meydanında Mimar Sinan’ı anmak amacıyla tasarlanmış bir anma mekanı önerisidir. Öneri, bir nesne-anıt olmak yerine Üsküdar’da son dönemde üretilmiş dolgu alanla oluşan meydanın mekânsal niteliğine katkıda bulunmak amacıyla, mevcut trafik yoğunluğu ve hareketlilikten bir nebze olsun uzaklaşılan bir iç mekan kurmayı amaçlar. Yapıya boğaz tarafında bir yarıktan, boğaza sırt dönerek girilir. Girildikten sonra karşılaşılan eğimli yüzey, insanı mekanın merkezine doğru çağırır. Eğimli yüzeyin her noktasına oturmak mümkündür. Merkezde ise boğazın suyu vardır. Boğazın derin, kütlesel ve akıntılı suyu; ehlileşmiş ve insana yaklaştırılmış bir şekilde, doğal küfeki taşından oluşan bir çanak içinde dokunulabilecek kadar yakına gelir. Su seviyesinin, boğazın mevsimsel seviye farklarına göre değişmesi dolgu alanın altında aslında deniz olduğunu fark ettirir. Dolgu alanın uzağa ittiği su, asırlar boyu bulunduğu noktaya bu anıt vesilesiyle geri döner. Mimar Sinan’ı anlatan veciz bir cümle yapının çeperinde yer alır. Anıt; üzerine çıkılabilen ve içine girilebilen, insanlara deneyim sunan bir mekan olarak, Mimar Sinan’ı anılmak istediği türden bir tevazu içerisinde gündelik hayatın içine alır. Projenin bu videosunda ise mekanın içine girildiğinde dış seslerin bastırılıp suyla baş başa kalma deneyimi temsil edilmeye çalışılıyor.

Sanatçı Hakkında

Yoğunluk, 2013 yılında İsmail Eğler, Nil Aynalı, Elif Tekir, Nezih Vargeloğlu tarafından kurulmuştur. İnisiyatifin temel motivasyonu, özgün nitelikleri olan mekanları araştırmak ve bu mekanlara özgü sanatsal bir deneyim kurgulamaktır. Her iş kendine has özellikleri olan mekanların nitelikleri ve potansiyelleri üzerinden şekillenir. Dolayısıyla deneyim de mekandan mekana değişir. Mekânı eserden bağımsız bir konteyner olarak görmeyip, sanat işinin kurucu bir elemanı olarak ele alır. Bunu yaparken ses, ışık, sis gibi atmosfer yaratıcı malzemeler kullanarak mekânda ziyaretçiye zaman ekseninde bir deneyim yaşatmayı amaçlar. Yoğunluk mekânın varlığı ile ilişki kurarak onun potansiyel niteliklerini çeşitli biçimlerde açığa çıkaran kurgular üzerine yoğunlaşır. Bu tavır, aynı zamanda maddi olan ile yoğun bir ilişki kurulmasını sağlar ve bize dünyayı algılamayı unuttuğumuz haliyle yeniden hatırlatır. Mekânın algılanması sadece gözde değil, bütün bedende ve beden ile sınırlanamayanda gerçekleşir. Ziyaretçinin sadece gözüne değil onu insan yapan tüm duyularına hitap eden bir kurgu ortaya çıkar.

Yoğunluk
Bünyad-ı Zemin (2020)
video, 2’30”

Bünyad-ı Zemin, It is a proposal for a memorial space designed to commemorate Mimar Sinan in Üsküdar square. Instead of being an object-monument, the proposal aims to contribute to the spatial quality of the square formed by the recently produced infill area in Üsküdar, by creating an interior space that provides a respite from the current traffic density and mobility. The building is entered through a slit on the Bosphorus side, with its back to the Bosphorus. The sloping surface one encounters after entering calls one towards the center of the space. It is possible to sit at every point of the sloping surface. In the center is the water of the strait. The deep, massive and flowing water of the strait comes close enough to be touched in a bowl of natural moldeki stone in a tamed and humanized way. The change in the water level according to the seasonal level differences of the strait makes one realize that there is actually the sea beneath the embankment. The water pushed away by the embankment returns to the spot where it has been for centuries through this monument. A laconic sentence describing Mimar Sinan is located on the perimeter of the structure. The monument, as a space that can be climbed on and entered, a space that offers people an experience, brings Mimar Sinan into everyday life with the kind of humility he wants to be remembered for. In this video of the project, we try to represent the experience of being alone with the water by drowning out the external sounds when someone enters the space.

About the Artist

Yoğunluk was founded in 2013 by İsmail Eğler, Nil Aynalı, Elif Tekir, Nezih Vargeloğlu. The main motivation of the initiative is to investigate spaces with unique qualities and to construct an artistic experience specific to these spaces. Each work is shaped by the qualities and potentials of spaces with their own characteristics. Therefore, the experience varies from space to space. The initiative does not see the space as a container independent of the work, but as a constitutive element of the artwork. In doing so, it aims to give the visitor an experience on the axis of time by using atmosphere-creating materials such as sound, light and fog. Density focuses on constructions that relate to the existence of space and reveal its potential qualities in various ways. This attitude also creates an intense relationship with the material and reminds us of the world as we have forgotten how to perceive it. The perception of space takes place not only in the eye, but in the whole body and that which cannot be limited by the body. A fiction that appeals not only to the eye of the visitor but to all the senses that make them human emerges.